ANKARA'DAN ABİM GELMİŞ - Hakan Türksoy

Bir sinemanın önündeyim.
Siyah beyaz bir film varmış.
Annem babam beni çok severmiş.
Ankara'dan abim gelmiş.
Evde bir bayram havası.
Annem babam beni çok severmiş.
Kısa bir süre önce aramızdan ayrılan sanatçı İlhan Şeşen’den duymuştuk bu güzel şarkıyı.
Her dinlediğimde ilk duyduğum günkü gibi içim sıcacık oluyor. Çünkü abinin gelmesini, gitmesini kısacası bu duyguyu yaşamış biriyim.
Küçükken benim abim Ankara’dan değil ama dedemlerin evinden bizim eve geliyordu.
Biraz oynuyorduk sonra yine dedemlerin evine gidiyordu. Annem babam bizi de de çok severdi ama babam oyun bozancılık yapıp ben dört, abim on yaşındayken bizi bırakıp gitti.
Aradan altmış dört yıl geçti ne anam kaldı ne de babam. O altmış dört yıl nasıl geçti? derseniz bende aynı Türkiye’nin hali gibi derim(!)
Geçen gün amatör stand - up gösterisi yapan biri "bizim zamanımızda evde dayak, okulda dayak vardı. Gelen geçen dövüyordu. Şimdiki çocukları benim çocukluğuma götürseler bir hafta yaşayamaz ölürler” dedi.
Bu güzel espriye bende güldüm. Güldüm ama bu stand- upçı benden en az 20 yaş küçük. Onu benim çocukluğuma götürmek isterdim. Benim çocukluğumu görünce hiç olmazsa beni evde kendi annem- babam cezalandırıyor deyip kendi çocukluğuna şükrederdi.
Neyse, herkesin çocukluğu kendine diyelim (!) Şimdi ne Ankara’dan, ne de dedemlerden abim gelmiyor. İskoçya’dan küçük torunum geliyor.
Ana dili İngilizce, en yakın arkadaşlarından birinin adı Finn. Orada okula erken başladıkları için yedi yaşında ilkokul dördüncü sınıfa geçti. Ayrıca Edinburgh merkezli bir İskoç futbol kulübü olan Spartans FC’nin alt yapısında sözleşmeli futbol oynuyor.
Yaşadığı ülkede sağlık, ilaç, eğitim her şey bedava. Bütün öğrencilere devlet tarafından öğlen yemeği veriliyor. Moralinizin daha da bozulmaması için uzatmak istemiyorum.
Torunumla yirmi gün ya da bir ay boyunca sabahları mahalle bakkalını ziyaret ediyoruz.
Futbol oyun kartları, bir sakız, bir-iki çikolatalı gofret ya da içinden oyuncak çıkan sürprizli yumurta alıyoruz. İlk zamanlar bu işi 20 liraya hallediyorduk. Sonra 50 oldu, bu yıl 220 liraya çıktı.
Yazıyorum ama bu durumu torunuma belli etmedim. Belli etsem ne olacak? Bizdeki büyükler anlamıyor küçük bir çocuk nasıl anlasın?
Kısacası biz her yıl bir ay bir İskoçyalıyla yaşıyoruz. Onun içindeki doğa ve insan sevgisi, sağlıklı ruh hali hepimize iyi geliyor. Biz onu çok seviyoruz.