DARILDIN MI CİCİM BANA Hakan Türksoy

Süleymanpaşa Belediyesinin Değirmenaltı Mahallesi iftarına 6 bin kişinin katıldığı söyleniyor
Sadece bu mahallede değil her yerde, her şehirde iftar sofralarına katılım çok yüksek. On gün önce Büyükşehir Belediyesinin verdiği iftarda izdiham yaşandı.
Bunun nedeni oruç tutanların sayısının artması değil. Nedeni garibanlık.
Her gece iftar verilen mahalleleri gezen aileler ve öğrenciler var.
İftar sofralarında yerlerini alıp boyunları bükük okunacak ezanı bekliyorlar. Mutfak masrafından 1 ay tasarruf etmek, doğalgaz faturasını kapatmak, ya da kredi kartının asgari ödemesinden kurtulmak demek.
Açlık sınırı rakamı büyüdükçe yoksulluk artıyor. Bu arada gençlerin gözdesi aşçılık oldu.
Hepsinin hayali beş yıldızlı otellerde şef olmak ya da yurt dışına gitmek.
Farkındaysanız hep dış hatlar, iç hat hayali yok. Çünkü burada kalsalar ya çorbacı ya pilavcı ya da en fazla kokoreççi olacaklarını biliyorlar.
Zaten büyükleri söylüyor yurt dışına gitmelerini. Ne yapacaksınız burada? Yurt dışına gidin kurtarın kendinizi" diyorlar.
Sonra o büyükler bugünlerden sorumlu partilerin adaylarına oy veriyorlar (!)
Neyse fazla kurcalamayayım. Vatandaşa ucuz yemek yedirmek amacıyla tabldot lokantaları açılmıştı.
Bu lokantalarda azda olsa bazı yöresel yemekleri görüyorduk. Sonra aniden ortadan kayboldular.
"Aşk olsun o kayıklara" misali İstanbul'daki kürek devrinin sona ermesi gibi yöresel yemek devri de bitti. Bende “aşk olsun ciğer sarmaya, el basan tavaya, hakiki tas kebabına” diyorum.
Böyle yazdığımı duyan tas kebabından cevap geldi. Tas kebabı “Darıldın mı cicim bana?” demiş.
Ben sana darılmadım. Bizi birbirimizden ayıranlara darıldım.
Şaka bir yana ne oldu da kayboldular? Bir kalem dana pirzolanın 200 lira olduğu bir ortamda elbasan tavayı kim yer? Yiyen yiyor ama kaç kişi yiyor?
Ciğer sarmanın malzemelerini alırken adeta gram altın almış gibi oluyor insan. Yazdıklarım yanlış mı?
Kent lokantaları neden açılıyor?
İşte Tekirdağ Kapaklı'da İlk Kent Lokantası açıldı. Çorlu, Çerkezköy derken geçte olsa Süleymanpaşa'da da açıldı.
Geçen gün dışarıda yiyen iki kişi iki et döner dürüme 500 lira vermiş. Çok büyük para değil mi?
İki yıl önce iki dürüm 100 liraydı yine pahalı geliyordu. Yarıma beş köfte bile şimdi 200 liraya dayandı.
Öğlende yediğiniz beş köfteden ne olacak? Akşamüstü karınlar acıkıyor bir şeyler yiyip, içiyorsunuz 100 lira daha gidiyor...
Ya evlerde? Sabah kahvaltısında her lokmada ağzına kibrit kutusu büyüklüğünde peynir atan iki çocuğunuz olduğunu düşünsenize. Bunlara ne asgari ücret yeter nede dedelerin emekli maaşı. Ev kiraysa babaannelerinin hatta büyük babalarının emekli maaşlarını ekleseniz de yetmez.
Uzatmayayım, insan hayatında dört önemli konu var. Sağlık, beslenme, barınma ve eğitim. Ne yazık ki bizde dördü de problemli. Bizim acilen bu dörtlünün problemini çözecek yöneticilere ihtiyacımız var. Başka konu yazmaya gerek yok.